Kombucha (Kombu Çayı) Nedir ?

Kombucha (Kombu Çayı) Nedir ve Ne İşe Yarar ?

Kombucha (Kombu Çayı), çayın yeşil ve siyah olmasını sağlayan bitki olan, Camellia sinensis’in fermente bir şeklidir. Sağlıklı bir içecek olduğu düşünülse de, yanlış hazırlanması yan etkilere neden olabilileceğinden şuana kadarda birden fazla ölüme neden olmuştur.

Özet

Tüm Temel Faydalar / Etkiler / Gerçekler ve Bilgiler

Kombucha (Kombu Çayı), bazen mantar çayı olarak da bilinir (Bioaktiv mantar içermese de), Camellia sinensis bitkisinin mayalı bir çayıdır. Kombucha (Kombu Çayı), şekerler, mantarlar ve bakteriler eklendikten sonra bir hafta mayalandırılmış yeşil veya siyah bir çay şeklindedir.

Fermantasyon süreci, detoksifikasyon ve anti oksidasyon yoluyla sağlığa yararlı olduğu iddia edilen çeşitli asidik bileşikler üretir. Kombucha (Kombu Çayı)’nın ömrü arttırdığı da düşünülmektedir.

Kombucha (Kombu Çayı) popüler bir ürün olsa da  sağlık üzerindeki gerçek etkileri fazla bilinmemektedir. Kombucha (Kombu Çayı) diğer çaylardan daha fazla anti-oksidan içerir, ancak Yeşil Çay kateşinleri  ve C vitamini gibi diğer standartlarla karşılaştırmak için yeterli kanıt yoktur.

Varsayımsal olarak, Kombucha (Kombu Çayı), sakkarolakton adı verilen ana biyoaktif maddesi sayesinde detoksifikasyona (vücudun zehirli maddelerden arıması) yardımcı olabilir, ancak bu insanlarda test edilmemiştir.

Uygunsuz sağlık ve çok uzun bir fermantasyon süresi, Kombucha (Kombu Çayı)’nın yan etkilerine katkıda bulunabilir ve bu ölümle bile sonuçlanabilir. Genellikle bunun nedeni, bir kişinin kendi Kombucha (Kombu Çayı)’nı demlemesidir, ancak ölümler çok fazla Kombucha (Kombu Çayı) içilmesinden kaynaklanmaktadır (14 gr’dan fazla). Kombucha (Kombu Çayı)’nın potansiyel faydalarını destekleyen kanıtların çoğu farelerle sınırlıdır, ancak kanıtların çoğu insanların sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle sağlık için Kombucha (Kombu Çayı) içilmemesi önerilir.

Bilinmesi Gerekenler

Mantar çayı,

Kamelya sinensis (hangi bitkiden geldiği)

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yanlış hazırlanmış olumsuz etkilere neden olduğu, bazen ölümle bile sonuçlandığı belirtilmiştir.

Kombucha (Kombu Çayı) Bir Formudur

Çay

Dikkat uyarısı

Kombucha (Kombu Çayı), yanlış hazırlanmış ve yüksek dozlarda, birçok yan etki örnekleriyle bağlantılıdır.

Kombucha (Kombu Çayı) Tarihi

Kombucha (Kombu Çayı) hakkında birçok söylem yada efsane olmakla beraber bunların bazılarını aşağıda bahsedilmiştir.

2737 M.Ö : Çin imparatoru, Shen Nong, Kombucha’yı (Kombu Çayı) keşfetti. İmparator Shen Nong’un eski bir efsanesi, çayları keşfetmek için nesiller boyunca geçmiştir. Suyu kaynatırken, ağaçtan bir yaprak ilk çantasına sürüklendi. Bundan sonra onun tazeleyici tadını tatmış, ,ilgisi uyanmış ve sonra onu halkına tanıtmıştı.

Çaydaki birçok tıbbi özelliği keşfettikten sonra, antik Çin toplumları esas olarak tıbbi amaçlar için çayı kullanmaya başladı.

221 M.Ö : Eski bir efsaneye göre, bilinen ilk Kombucha (Kombu Çayı) İmparator Qin Shi Huangdi için Qin Hanedanlığı tarafından icat edildi. İmparatoru genç ve sağlıklı tutmak için kullanılan “Ölümsüzlük Çayı” veya “Yaşam İksiri” olarak adlandırıldı.

414 : Kombucha ismini, bir adamın, Dr. Kombu namo’su tarafından, seyahat sırasında Japon İmparatoru Inyoko’ya getirdi. Japonca “çay” anlamına gelen “cha” terimi, artırıcı özelliklerini keşfettikten sonra ismine eklenmiştir. Çayın samuraylara savaş sırasında çok miktarda enerji verdiğini söylendi.

1913 : Almanya’da tıbbi salgın patlak verdikten sonra, araştırmacılar bir tedavi bulmak için gönderildi ve hasta olmayan bir Rus köyü keşfetti. Hepsinin ortak olan tek şey ev yapımı bir ilaçı, kombuchadır.

1915 : Rudolf Sklenar, Almanya’da kombucha’ya hastaları tedavi etmek için uygulamasında kullandığı yeni ilgiyi yaratmıştı. Kombucha’da bulunan probiyotikler, yoğurtta bulunanlara benzerdir – bağışıklığı ve genel sağlığı artırırlar.

1917 : Kombucha, 1. Dünya Savaşı sırasında Rus ve Almanya “savaş esirleri” aracılığıyla yeni ülkelere hızlı bir şekilde ulaşmaya başladı.

1940 : Kombucha trendi, II. Dünya Savaşı sırasında sona ermeye başladı. O zamanki durum Kuzey Avrupa ülkelerinin fermantasyon için önemli bir bileşen olan şeker elde etmelerini zorlaştırmıştı.

1960 : Amerikalı hanehalkları, özellikle Kaliforniya’dakiler, kombucha’yı düzenli olarak arkadaşlarla biraraya gelip çayı tüketiyolardı. Ve Onu ,“Groovy Tea” olarak adlandırmışlardır.

1995 : Kombucanın annesinin meme kanserine karşı mücadelesi sırasında kansere olan etkisini keşfettikten sonra, GT Dave sektördeki ilk ve en büyük kombucha markasını kurdu.

2007 : Aqua ViTea, muslukta kombucha’yı tanıtan ilk çay markasıydı. Bu devrimci hareket martinilere, şekerlere, içkilere ve daha fazlasına ilham verdi.

2010 : Birçok kombucha ürününde yüksek alkol seviyeleri bulunduğundan, tedarikçiler alkol seviyelerini düşürmek için ürünleri yeniden formüle etmişlerdir.

2016 : Pepsi Co, 200 milyon dolar karşılığında kombucha üreticisi KeVita’yı satın aldı.

Bugün : Daha bütünsel ve besleyici bir yaşam tarzı seçen daha fazla insanla, kombucha’nın trendi piyasada 180’den fazla marka ile yükselmeye devam ediyor. 2024’te piyasanın 4 milyar dolardan fazla gelire ulaşması bekleniyor.

Kombucha (Kombu Çayı) Nasıl Kullanılır?

Kombucha (Kombu Çayı) tüketimini takiben olumsuz etkilere ilişkin birkaç vaka raporu bulunmaktadır. Bu aşırı fermantasyon sonucu yan etkilerden, patojenlerden (hastalığa neden olabilen her türlü maddeler) veya fazla asitten kaynaklanıyor olabilmektedir. Bu potansiyel zarardan dolayı düzenli Kombucha (Kombu Çayı) tüketimi önerilmemektedir.

Nadiren de olsa, bir kişi en fazla 125 ml içtiğinde olumsuz etkiler ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle, olumsuz etkilenme olasılığını en aza indirgemek için, günde 125mlden  fazla Kombucha (Kombu Çayı) içilmemesi önerilir. Kombucha (Kombu Çayı) evde hazırlanırsa, sterilize edilmiş bir ortamda düzgün şekilde hazırlanmalı ve içmek için bir haftadan kısa bir süre fermente edilmelidir.

1 Kaynaklar ve Yapısı

1.1 Köken ve Kompozisyon (Nerelerde ve Hangi Besinlerde Bulunur)

Kombucha (Kombu Çayı), çay ve şekerden yapılan mayalanmış bir içecektir ve aşılanma ve fermantasyonun ilave edilmesinin eşsiz sağlık biyoaktivleri ürettiği düşünülmektedir. [1] Bu aşılanma genellikle “çay mantarı” olarak adlandırılır ve fermantasyon işlemi sırasında hareket eden bakteri ve mantar karışımını içerir. Bu işlem sırasında oluşan bir pelikül ‘mantar’ olarak adlandırılır ve mantar, bakterilerin yukarıda belirtilen biyoaktif maddeleri üretmesine yardımcı olan alkolü üretmektedir. [2]

Kullanılan çay, Camellia sinensis bitkisindendir ve genellikle siyah çayı ifade eder, ancak bazen yeşil çay kullanılır. Siyah çay kullanıldığında (siyah çay kendisinin üretilmesi için fermantasyon gerektirdiğinden) nihai Kombucha (Kombu Çayı) ürününe bazen çift ​​fermantasyon denir.

Kombucha (Kombu Çayı) bitki Camellia sinensis (temel özütü ‘yeşil çay’ olarak adlandırılır) bir çay hazırlayarak, başlangıçta siyah çay yapmak için fermente ederek ve ardından Kombucha (Kombu Çayı) üretmek için onu bir bakteri, mantar ve şeker karışımı ile fermente ederek üretilir; bu anlamda, iki defa fermente edilmektedir.

Çay “mantarını” oluşturan temel organizmalar, asetik asit üreten bakteri türü (genellikle Acetobacter cinsi, her ikisi de ve tanımlanır) ve mayadır. [1] Laktik asit üretme (Lactobacillus) ve glukonik asit üreten (Gluconobacter oxydans belirlenen) bakterileri de bulunabilir. [1]

Buda İlginizi Çekebilir  Kreatin Nasıl Kullanılır ?

Brettanomyces / Dekkera, Candida, Kloeckera, Pichia, Saccharomyces, Saccharomycoides, Shizosaccharomyces, Torulospora ve Zygosaccharomyces gibi çeşitli maya mantarları görülebilir. [1] [3] Çoğu tanımlanamamış olmasına rağmen, 163 maya saptanmıştır, [1] dört ana maya Zygosaccharomyces bailii, T.delbrueckii, C.stellata ve S.pombe’dir. [1]

Kombucha (Kombu Çayı) çeşitli bakteri ve mantarlara sahip olsa da düzgün şekilde işlendiğinde ve tüketildiğinde insan tüketimi için güvenli olduğu görülmektedir (güvenlik ve yan etki bölümünde ayrıntıları vardır).

Kombucha fermantasyonunda kullanılan bakteri türleri, etanol ve şekerler metabolize edildiklerinde aside dirençli ve asit üreten bakterilerdir; bu süreçte kullanılan standart bir maya mantarı bulunmamakla birlikte, en çok rastlanan olanlar da aside dayanıklı ve asit üretenlerdir.

Fermantasyon öncesinde çayda (Camellia sinensis) bulunan, Kombucha (Kombu Çayı) bileşenleri arasında aşağıdakiler bulunur:

  • Yeşil çay kateşinleri, bozulma oranlarını (% 18-48), yeşil çayı siyah çaya kıyasla, daha az bozunum ile ve diğer kateşinlere kıyasla daha az EGCG ile yaşarlar. [2] Epigallokatekin (EGC) ve epikateçin (EC), 12 günlük fermantasyon sonrasında, sindirim sistemindeki bozunmadan veya gallatlaşmış formlarından (sırasıyla EGCG ve EKG) dolayı düşünüldüğünde belirgin bir şekilde (% 30-50) yükselmiştir. [2]
  • Siyah çaylarda bulunan ve% 5’inin 18 günlük fermantasyon sırasında kaybolduğu Theaflavins [2]
  • Thearubiginler siyah çayda bulunur, % 18’i, 18 gün boyunca fermantasyon sırasında kaybedilir. [2]

Camellia sinensis bitkisinde bulunan, standart çay polifenolleri siyah çayda bulunur (theaflavinler ve thearubiginler) içsel fermentasyon esnasında üretilenler Kombucha (Kombu Çayı)’da devam eder ve ikinci fermantasyon sırasında oluşan kayıplar oldukça azdır.

Fermantasyon işlemi sırasında üretilen Kombucha (Kombu Çayı) çayının bileşenleri arasında aşağıdakiler bulunur:

  • Alkol (eklenmiş şekerlerden maya ile üretilen) 10 gün sonra 0.6gr / 100ml’ye ulaşır. [4]
  • Asetik asit (bakteri yoluyla alkolden üretilmiştir) [5] 10 gün sonra 1.6gr / 100ml’ye ulaşır; [4] diğer araştırmalar 15 gün sonra 0.95gr / 100ml’de bir yüksek gördüğünden bu yüksek bir tahmin olabilir, bunu takiben bir düşüş gerçekleşebilir. [2]
  • D-Saccharic acid 1,4-lakton (saccharolactone) [6]
  • Süksinik asit, 10 gün sonra 0.65gr / 100ml’ye ulaşmıştır. [4]
  • Laktik asit [5] fermantasyonun üç gününden sonra zirve yapar (diğer asitlerin 15 gün gerektiği zaman) [2] 12 gün sonra 0.01gr / 100ml civarında sonuçlanmaktadır. [2]
  • Glukonik asit [5] 10 gün sonra 0.20gr / 100ml’ye ulaşmaktadır. [4]
  • Glukuron asit, ortamda glukozdan [7] 10 gün sonra 0,38gr / 100ml’ye ulaşmıştır [4], ancak başka yerlerde 7-12 gün civarında bir 0.23gr / 100ml plato kaydedilmiştir. [2] [7]
  • Usnik asit [8] [5]
  • Sitrik asitin üç gün fermantasyon sonrasında geçici olarak oluştuğu (0.01gr / 100ml’den az), bunun 12 gün sonra saptanamayacağı belirtilmektedir. [2]
  • Karbondioksit (bakteriler yoluyla asetik asitten üretilir) üretilir; bu, suyu topaktan ayırır ve anaerobik / serum-aç bırakılmış bir ortam oluşturur [2].

Aynı mantar ve bakteri kolonileri ile yeşil çay ve siyah çayın fermentasyonunu karşılaştıran çalışmalar, muhtemelen daha fazla asetik asitten, yeşil çay ile birlikte siyah çaya nazaran asit üretiminde önemli bir fark bulamamıştır. [2]

Kombucha (Kombu Çayı) üreten fungal fermantasyon, D-Saccharic acid 1,4-lakton (Saccharolactone) olmak üzere en dikkat çekici olanın; detoksifikasyon (vücudun zehirli maddelerden arıması) etkilerine aracılık ettiği düşünülür.

1.2 Bilinen Kirleticiler

Kombucha (Kombu Çayı)’nın belirli bir işleme yöntemine sahip olduğu bilinmektedir ve çoğu fermantasyon ürününe (ısı gerektirir) benzer şekilde soğutma aşamasında kirlenme olasılığı vardır. [9]

Fermantasyon işlemi sırasında alkol oluşumu asetik asit üretimi için gereklidir ve Kombucha (Kombu Çayı)’nın alkol içeriği fermantasyondan sonra genellikle % 1’in altında iken, [9] bir ay boyunca aşırı fermantasyonun % 3’e yükseldiği bildirilmiştir. [10] Ticari ürünler % 0,5’ten az alkol içeriğine sahiptirler (bir alkol içeren ürün olarak görevlendirilmekten kaçınmak için). [9]

Standart 7-10 günlük süre boyunca Kombucha (Kombu Çayı)’nın aşırı fermantasyonu, kısa süre sonra soğutulmazsa, arzu edilenin üstünde asetik asit seviyelerinin yükselmesine neden olabilir. [9] Asetik asit Kombucha (Kombu Çayı)’nın fermente edildiği kaptan metal sızma potansiyeline sahiptir, bu nedenle Kombucha (Kombu Çayı)’nı metalik olmayan kaplarda fermente etmek için özen gösterilmelidir. [9]

Kombucha (Kombu Çayı)’nın kontaminasyondaki uygunsuz işlenmesi veya fermantasyon süresinin uzatılması, bakteri ve mantarların aşırı büyümesine neden olduğu ve Kombucha (Kombu Çayı)’nın yan etkili bir gıda ürününe dönüştürüldüğü belirtilmiştir.

1.3 Fizikokimyasal Özellikler

Camellia sinensis çayından (yeşil veya siyah) ,Kombucha (Kombu Çayı)’nın demlenmesi pH’ın yaklaşık 5 civarında olmasına ve bir hafta sonra 2.5 civarına (2.3-2.8 arasında değişkenlik gösterebilir) düşürülmesine neden olur. Asitlikteki artış (fermantasyonun bir gününde gerçekleşir), [1] bakteri fermantasyonu sırasında organik asitlerin üretilmesinden kaynaklanmaktadır; ancak pH ile organik asit içeriği arasında mükemmel bir ilişki mevcut değildir. [7] Bu uygun fermantasyon için gereklidir, çünkü çaydan üretilen antimikrobik maddelerin yanı sıra, rakip bakteri ve mantar türlerinin nihai ürünü kirletmesini önler. [1]

Nihai ürünün pH, 12 gün sonra artar (asitlik azaltılır), belki de geleneksel fermantasyonun neden bu saatlerde durdurulduğunu açıklar. [2] Bu dönemde sükroz sürekli olarak artan miktarda fruktoz ve glikoz olarak üretilir ve bundan sonra da azaldıkları tepe noktalarına ulaşır. [7]

1.4 Formülasyonlar ve Çeşitleri

Kombucha’nın (Kombu Çayı) standart olarak işlenmesi, kaynatma ile başlar ve bu aşamada sarhoş edilecek olan diğer çaylardan farklı olarak, Kombucha (Kombu Çayı) imalatında çay yapraklarının çıkarılması ve bir aşılanma (bakteri ve fermantasyonu gerçekleştirecek mantarlar) eklenmelidir. Daha sonra oda sıcaklığında 7-10 gün boyunca fermantasyona bırakılır ve daha sonra da soğutulmaktadır. [9]

Mayalar, pH düştüğünde 2-4 günlük fermantasyon sonrasında çoğalmaya eğilimli olurlar; dört gün sonra pelikül (plak oluşumunun ilk basamağı) içindeki maya seviyeleri yükselir ve standart fermantasyonun sonuna kadar (10 gün) devam eder; burada hafif düşüş görülmektedir. [1]

Yerel olarak tüketilmediği takdirde, Kombucha (Kombu Çayı) daha sonra aşırı mikrobiyal büyümeyi (örneğin pastörizasyon veya sodyum benzoat ve potasyum sorbat eklenmesi) önlemek için alınan ek önlemlerle birlikte paketlenir. [9]

2 Farmakoloji

2.1 Faz II Enzim Etkileşimleri

Kombucha (Kombu Çayı)’nın beslenme sonrası vücuttaki glukuronidasyonu direkt olarak diyetik gluküronik asit [7] sağlayarak veya glikuronidaz enzimini (glukuronid ve konjugasyon hedefi arasındaki bağı hidrolize eden) bastırarak  arttırabileceği hipotezi ileri sürülmüştür. [6] D-sakarik asit 1,4-lakton (sakkarolakton), 3.6uM’lik bir IC50’ye sahip β-Glukuronidaz’ın rakip bir engelleyecisidir [11] ve 1 mM’de tam bastırma uygular. [12] Fekal β-Glukuronidaz hem sağlıklı kontrollerde hem de kolon kanseri olanlarda ( β-Glukuronidaz düzeyleri [13] yükselmiş) 30-150 ug / mL konsantrasyonda bastırılmıştır. [14]

Β-Glukuronidaz bastırılması ve glukuronik asitin birleşim yeteneğinin saccharolactone ile görüleceği varsayımının, Kombucha (Kombu Çayı)’nın ‘detoksifiye edici’ anti kanser özelliklerinin altında, vücuttan yan etkili maddelerin ortadan kaldırılmasını kolaylaştırdığı düşünülmektedir (kalsiyum mekanizmasına benzer şekilde -D-glukarat).[15]

Kombucha (Kombu Çayı)’nın ‘detokx edici’ özellikleri, fermantasyon süreci sırasında üretilen bazı asitlerin, bazı ilaçların ve ksenobiyotiklerin vücuttan konjuge (eşlenik) edilerek ortadan kaldırılmasına katılan insan vücudundaki glukuronidasyonu artırma kabiliyetini ifade eder.

  • Ksenobiyotik : Bir ksenobiyotik, organizma içinde doğal olarak üretilmeyen veya beklenen bir organizma içinde bulunan kimyasal bir maddedir.
Buda İlginizi Çekebilir  Sığır Proteini : Anabolik  Mi?

3 İltihaplanma ve Bağışıklık Sistemi

3.1 Bağışıklık Bastırma

R-radyasyona maruz bırakılan beyaz kan hücresinde laboratuvar ortamında test edildiğinde, ışınlama öncesi tam kan örneklerinde 250-1000 μL’de Kombucha (Kombu Çayı) beyaz kan hücresi kromozomal yapısını doza bağımlı olarak koruyarak kontrol ile karşılaştırıldığında yaklaşık % 50 koruma sağlamıştır. [16] 1000μL’deki Kombucha (Kombu Çayı) kendiliğinden beyaz kan hücresi yapısını herhangi bir ışınlama olmaksızın kontrol ile değiştirmemiştir. [16]

  • R-radyasyon : Bir gama ışını veya gama ışıması (sembol γ veya), atom çekirdeğinin radyoaktif çürümesinden kaynaklanan elektromanyetik radyasyona nüfuz eder. Gözlenen en yüksek foton enerjisi aralığında fotonlardan oluşur.

Kombucha’nın antioksidatif özellikleri, antioksidan bileşiklerden beklenen bir etkiye sahip radyasyona maruz bırakıldığında, laboratuvar ortamında beyaz kan hücresi bütünlüğünü korumaktadır; bu bilginin pratik önemi bilinmemektedir.

4 Vücut Organları ile Etkileşimi

4.1 Karaciğer

Erkek fareler üzerinde yapılan bir araştırmada, siyah çayın (Camellia sinensis’ten) veya yukarıda bahsedilen siyah çay partisinden hazırlanan Kombucha (Kombu Çayı)’nın CCl 4 ile uyarılan hepatotoksisiteye (karaciğer hücrelerine zehirli olma durumu) karşı koruyucu etkilerini incelemiştir. Karaciğer enzimleri ve karaciğerdeki malondialdehit tarafından değerlendirildiğinde önleyici yada tedavi edici olan hepatotoksisiteden 30 gün önce 2.5ml / kg’lık siyah çay ve Kombucha (Kombu Çayı) dozlarının koruyucu olduğu görülmüştür. Ancak karaciğerde malondialdehit ile değerlendirildiğinde, çay (önleyici olarak % 50-74 ve tedavi edici olarak % 61-65), Kombucha (Kombu Çayı)’dan düşüktür (sırasıyla% 75-83 ve % 70-76). [4]

  • Malondialdehit : Aslında MDA, 1980’lerde MDMA’nın bir sokak ilacı olarak ortaya çıkmasına kadar orijinal “aşk ilacı” idi. MDA için onaylanmış tıbbi kullanım bulunmamaktadır.
  • CCl 4 : Diğer birçok isimle de bilinen arbon tetraklorür, CCIy kimyasal formülüne sahip organik bir bileşiktir. Eskiden yangın söndürücüler, soğutucu akışkanlar için bir öncü ve bir temizlik maddesi olarak kullanılmıştır.

Farelerde Kombucha’nın (Kombu Çayı) koruyucu etkileri asetominofen (ağrı kesici ve ateş düşürücü bir ilaç) kaynaklı karaciğer yan etkisine karşı [17] ve TBHP yoluyla oksidatif ölüme tabi tutulmuş izole karaciğer hücrelerinde [18] D-Saccharic acid 1,4-lakton içeriğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. [18] Antioksidasyon yoluyla veya glukuronidasyonun arttırılması ve β-glukuronidazı bastırarak  yan etkili maddelerin ortadan kaldırılması yoluyla işlev görebilen çaydır. [17] Bu maddenin tek başına karaciğer koruyucu etkileri olduğu bilinmektedir. [19]

  • TBHP : Çeşitli oksidasyon işlemlerinde yaygın olarak kullanılan organik bir peroksittir. Normalde% 69-70 sulu solüsyon olarak sağlanır.

Kombucha (Kombu Çayı), en azından kemirgenlere verildiğinde, karaciğerdeki bilinen stres kaynaklarının yan etkilerini azaltmada faydalı gibi görünmektedir. Muhtemelen sakarolakton içeriğine bağlıdır ve antioksidatif mekanizmalara veya yan etkilerin glukuronidasyonuna (belki de her ikisinin kombinasyonu) bağlı olduğu düşünülmektedir.

Koruyucu etkilerin, antioksidatif mekanizmaların bir kombinasyonu ve yan etkilerin sakarolakton yoluyla glikuronidasyonundaki potansiyel bir artıştan kaynaklandığı düşünülürken, Kombucha (Kombu Çayı)’nın yan etkileri (yanlış hazırlık nedeniyle olduğu düşünülür), kendilerini hepatotoksisite (karaciğer hücrelerine zehirli olma durumu) olarak ortaya koyabilir; [20] gastrointestinal yan etkilerdir. [21]

Kombucha (Kombu Çayı) uygun olmayan bir şekilde işlendiğinde potansiyel faydalar kaybolur ve yutulması karaciğer koruyucu olmak yerine hepatotoksisiteye (karaciğer hücrelerine zehirli olma durumu) neden olmaktadır.

5 Güvenlik ve Yan Etkileri

5.1 Durum Çalışmaları

Genel olarak Kombucha (Kombu Çayı), insanların zarar gördüğü çok sayıda vaka incelemesi ile ilişkili görünmektedir. Bu örnekler, evde Kombucha (Kombu Çayı) yapan bir insanda (bu kişinin asidoz gelişimine maruz kalmış olabileceği) 120ml’dan 420ml’a kadar oral alımın artması sonucu ölümle sonuçlanmıştır. [9] Ölüme başka durumlarda bildirilmiştir ve ölümcül olmayan hepatoksisite (karaciğer hücrelerine zehirli olma durumu) vakaları mevcuttur. [20] [21] Sarılık olan veya olmayan sarı bağırsak örnekleri, [22] kutanöz şarbon,[23]  belirtilmemiş akut hastalıklar; hastaneye yatmak zorunluluğu ve akut böbrek yetmezliği ile sonuçlanır. [24]

Bu vaka çalışmalarına dayanarak, günlük Kombucha (Kombu Çayı) alımını 125mL [9] olarak sınırlamak ya da steril olmayan üretimden kaynaklanan kirlilik riski nedeniyle tamamen ortadan kaldırmak önerilmektedir. [25]

Kombucha (Kombu Çayı) çayı güvenli bir şekilde üretilebilir, ancak o zaman bile güvenli bir şekilde üretilen çayın önerilen miktarı hala oldukça düşüktür (bir metrik fincanın yarısıdır); böyle düşük bir doz, fare çalışmalarında görülen ve D-Sakarik asit 1,4-lakton içeriğiyle ortaya çıkması beklenen sağlık yararlarını engelleyebilmektedir. Kombucha (Kombu Çayı), üretiminde kullanılan mantar ve bakteri türlerinin yanlış kullanımından ötürü çok çeşitli olumsuz etkilere maruz kalma imkanını da taşımaktadır.

Bilimsel Destek ve Referans Metni

Kombucha (Kombu Çayı) Referanslar

  1. Kombucha fermantasyonunun maya ekolojisi.
  2. Kombucha çay fermantasyonu sırasında organik asitlerin ve çay polifenollerinin içeriğinde değişiklikler.
  3. Bir fermente çay içeceğinden gelen mikropların izolasyonu ve tanımlanması, Haipao ve Haipao fermantasyonu sırasında etkileşimleriKombucha çayın karbon tetraklorür kaynaklı toksisiteye karşı hepatoprotektif ve iyileştirici özellikleri .
  4. Kombucha çayının toksisite, anti-stres ve hepato koruyucu özellikleri üzerine çalışmalar.
  5. Yüksek performanslı kılcal elektroforez ile demlenmiş kombucha et suyundan D-sakkarik asit-1,4-laktonun belirlenmesi.
  6. Glikuronik asidin çay mantarı ile biyosentezi.
  7. Çay mantarı metabolitlerinin karakterizasyonu.
  8. Gıda ve İlaç İdaresi modeli Gıda Kodu altında demleyen Kombucha: risk analizi ve işleme rehberliği.
  9. ‘Çay mantarı Kombucha’nın maya spektrumu.
  10. Beta-glukuronidazın hazırlanması ve özellikleri. IV. Şeker asitleri ve laktonları ile inhibisyon.
  11. Hepato hücre dizisi HepG2’de A23187 ve thapsigargin tarafından insan beta-glukuronidaz regülasyonu.
  12. Kolon kanseri olan hastaların intestinal bakteriyel beta-glukuronidaz aktivitesi.
  13. İnsan bağırsak bakterisi olan Escherichia coli HGU-3’ten beta-glukuronidazın saflaştırılması ve karakterizasyonu.
  14. İnsan doku mikrozomları ve rekombinant UDP-glukuronosiltransferazlar ile beta-glukuronidaz inhibitörü sakkarolaktonun glukuronizasyon üzerindeki etkisi.
  15. Kombucha mantarı (KM) çayın insan periferik lenfositlerinde gama radyasyonu ile indüklenen kromozomal aberasyonlara koruyucu etkisi in-vitro.
  16. Kombucha çayın hepatoprotektif etkileri: fonksiyonel suşların belirlenmesi ve fonksiyonel bileşenlerin kantifikasyonu.
  17. TbPP ile oluşturulan oksidatif strese karşı mitokondri bağımlı apoptozun baskılanması ile kombucha çayının hepatoprotektif özellikleri.
  18. Üçüncül bütil hidroperoksitte D-Saccharic asit-1,4-laktonun profilaktik rolü, mitokondriye bağlı yolaklar yoluyla murin hepatositlerinin hücre ölümünü ve hücre sitotoksisitesini indüklemiştir.
  19. Kombucha “mantar” hepatotoksisitesi.
  20. Kombucha çayının muhtemel gastrointestinal toksisitesi: Bu içecek sağlıklı veya zararlı.
  21. Beklenmeyen ağır hastalık muhtemelen Kombucha çay tüketimi ile ilgilidir – Iowa, 1995.
  22. Kombucha: klinik kanıtların sistematik bir derlemesi.
  23. Kombucha çay toksisitesi bir durum.
  24. Kombucha çay içmek için güvenlimidir ?.
Supplementansiklopedisi.com, supplement ve beslenmeyle ilgili bağımsız ve tarafsız bir ansiklopedidir. Herhangi bir supplement şirketine bağlı değiliz . 2016 yılının başında kurulmuş olan bir hedefimiz – Supplementleri ve beslenme için tarafsız bir kaynak olmaktır. En son bilimsel araştırmaları harmanlayan binlerce saat harcadık. Bu site bilimsel araştırma yapan editörler tarafından yönetilmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi buraya giriniz